Gözü Kara Kahraman: Üsteğmen Fatma Seher

17.12.2018 / Biyografi / Tarih

Türk kadının karakteristik örneğini teşkil eden Fatma Seher Hanım, 1. Dünya Savaş’ında birçok şehrin kurtuluşunda pay sahibi olmuştur.

Gözü Kara Kahraman: Üsteğmen Fatma Seher

Milli Mücadele’nin kadın kahramanlarından biri olan ve ‘’Kara Fatma’’ olarak tanınan Fatma Seher Hanım (Soyadı kanunundan sonra ‘’Erden’’ soyadını almıştır.) 1888 yılında Erzurum’da doğmuştur. Baba adı İbrahim Yahya’dır. Eşi Binbaşı Ahmet Bey’dir. Eşinin Edirne’deki görev zamanlarında ortaya çıkan Balkan Savaşı’nda eşi ile birlikte savaşta yer almış, daha sonra ise kendi ailesinden 10’a yakın kadını örgütleyerek Birinci Dünya Savaşı’nda Edirne’de çarpışmıştır. Önce eşi Binbaşı Ahmet Bey’in Sarıkamış’ta şehit olması daha sonra da iki oğlunun şehit olması üzerine Erzurum’a geri dönmüştür. Bir süre orda yaşamıştır.   Yeğeni Fatma Hanım’ı evlatlık almış, evlatlığından olan 6 torununa da kendisi bakmıştır.

fatma seher hanım hikayesi özeti, fatma seher hanım kimdir, kara fatma lakabını alması ve istiklal savaşına katılması

Kara Fatma Lâkabını Alması ve İstiklâl Savaşı’na Katılması

Kara Fatma adı ona bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından korkusuz ve gözü kara oluşundan dolayı kahramanlıklarından önce verilmiştir. Bu durumu Fatma Seher Hanım hatıralarında şöyle anlatmaktadır:

Sivas’ta Türk milletini esaretten kurtarmak için ilk karargâhını Sivas’a kuran büyük kurtarıcı Atatürk’ün yanına varmak pek ehemmiyetli bir mesele idi. Çünkü kuvvetle muhtemel bir suikastı önlemek için sıkı bir kontrol ve tarassut tesis edilmiş idi. Mustafa Kemal huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafete girerek üç günlük bir mücadeleden sonra devamlı takibim neticesi olarak öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf ve yüzüm peçe ile kapalı idi. Kendisi ile bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince ilk defa sert bir lisan kullanarak ‘Ne görüşeceksin?’ mukabelesinde bulundular. Kalbimdeki vatan aşkı bu sert muameleye galip gelerek derhal peçemi kaldırdım ve İstanbul’dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldiğimi maruzatımın bir dakika için dinlenmesini ısrarla rica ettikten sonra pek yakınımızda olan küçük bir lokantaya beni kabul ettiler ve orada kendisinin ayaklarına kapanarak hem gözlerimden yaşlar akıyor, hem de bu aziz vatanı kurtaracak sensin bütün millet senin emrini bekliyor demiştim.

   Atatürk kendi elleriyle beni yerden kaldırarak alnımdan öperek:

   -Adın ne?

   -Fatma

   -Sen silah kullanmasını bilir misin?

   -Bilirim.

   -Ata biner misin?

   -Binerim.

   -Harpten, ateşten korkar mısın?

   -Muharebe bana düğündür paşam.

Atatürk daha başka şeyler sordu. Cevaplarımdan hoşlanmış olacak ki: Şu dakikada bütün kadınlarımız senin gibi olsa idi Kara Fatma diyerek bir daha alnımdan öptü ve işte o dakikadan itibaren adım Kara Fatma kaldı ve kendi eliyle yazdığı kâğıdı vesika olarak bana verdi, ‘’Sıkışık vaziyetlerde işine yarar, haydi göreyim seni! Verdiğim talimatları unutma, bir an evvel İstanbul’a git, hazırlan ve hemen işe başla’’ dedi ve sırtımı sıvazlayarak beni kapıya kadar uğurladı.

anadoluya can verenler fatma seher hanım, fatma seher hanım bilgi, askeri hayatı

Askeri Hayatı

İlk zamanlar yakın çevresindeki kadınları örgütleyerek oluşturduğu bir çeteye sahipken daha sonra akrabaları ve köylüleri ile savunma çeteleri kurmuştur. Söz konusu bu çete zaman içerisinde düzenli orduya dönüşmüş zaman içinde sayıları 480 kişiye ulaşmıştır.  1919 yılında Mustafa Kemal Atatürk ile bizzat görüşebilmek için yürüyerek İstanbul’dan Sivas’a giden Kara Fatma, Milis Müfreze Komutanı olarak batı cephesine atandı ve burada göreve başladı. İstiklal Harbi’nde 300 kişilik bir müfrezeyi 3 yıl teğmen olarak yönetmiştir.  Teğmenlik rütbesini nasıl kazandığını ise yine kendi yazdırdığı hatıratında şöyle anlatır:

İstiklâl Harbi’nin son taarruzundan evvel 1338 (1920) senesinde Çiçek bayramı münasebetiyle Ankara’da davetli bulunduğum esnada davetlilerden başta Atatürk olmak üzere Rus Sefiri Aralof Yoldaş, Meclis reisi General Kazım Özalp, Van Mebusu Hasan Bey ve hatırlayamadığım hükümet erkânından bazı zevatın muvacehesinde işlemeli güzel bir gümüş sigara tabakası milli bir menfaat için kendi aralarında müzayedeye  çıkararak Atatürk’ün üzerine kaldı ve kendisine verildi, tabakayı eline alarak bu tabakanın kime hediye edilmek muvafık olacağını heyeti huzuruna sordular. Derhal Rus Sefiri, Kara Fatma’ya hediye olunması mütalaasını ileri sürdüler ve bu teklif heyetçe müttefikan alkışlarla kabul edildi. Fakat Atatürk benim çok iyi silah kullandığımı işittiğini ve tesadüfen bu Çiçek Bayramı’nda iyi silah kullanan maruf nişancılar arasında bir müsabakaya iştirakimi tensip buyurdular ve muvaffak olduğum takdirde sigara tabakasının bu suretle bana hediye edileceğini emir buyurdular.

Ben de müsabakaya iştirak ederek birinciliği kazandığımdan son derece haz duyarak hem mezkûr tabakayı bana hediye ettiler hem de teğmenlik rütbesi ile beni taltif buyurdular.

İzmir’in Yunan işgaline uğraması sonucu İzmir’e geçerek, 28 Haziran 1921 tarihinde İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun sağlanmasında pay sahibi olmuştur. Kumanda ettiği 43 kadın ve 700 erkekten oluşan birliği ile 1 ve 2. İnönü Savaşları’nın yanı sıra Sakarya ve Dumlupunar Meydan Muharebelerinde de çarpışmıştır. İzmir, İzmit, Bursa, Sakarya, Sapanca, Adapazarı, Düzce, Hendek, Afyon cephelerinde savaşmıştır. Mücadele ettiği cephelerde Ermeni, Yunan ve diğer düşmanlara karşı savaşmıştır. Kocaeli Cephesi’nden sonra İznik Cephesi’nde görevlendirilmiş, İznik’e aralarında oğlu ve kardeşinin de bulunduğu 380 gönüllü getirmiştir. İstiklâl Savaşı’ndaki yararlılıkları nedeniyle kendisine İstiklal madalyası verilmiştir.

fatma seher hanım hakkında kısa bilgi, düşmana esir olması ve üsteğmenliğe terfi edişi, istiklal madalyası

Düşmana Esir Olması ve Üsteğmenliğe Terfi Edişi

Kara Fatma, büyük taarruz günlerinde Afyon civarında düşmana esir düşmüştür. 19 gün esir hayatı yaşadıktan sonra kaçmayı başarmıştır. Kendi yazdırdığı hatıratında bu durumu şöyle anlatır:   

…Afyon civarındaki Sürmeli köyünde bulunan düşmana müfrezemle taarruz esnasında hayvanımla düşman mevziine sokulmak icap etti. Bu esnada düşman tarafından bir kement atılarak yakalanmıştım ve hayvan da şahlanarak bizim tarafa kaçmağa muvaffak oldu. Ben de bu suretle düşmana esir olmuştum. Beni yakaladıkları zaman gözlerim bağlanarak kendi mevzilerinin iki saat gerisinde bir yere götürülmüştüm ve burada gözlerimdeki mendil çözüldü ve Sürmeli köyüne kurmuş oldukları karargâhlarında yarım saat isticvap edildim, benden izahat almak için mütemadiyen sıkıştırıyorlardı, ben de verdiğim cevaplarda kaçamak cevaplar veriyordum. Bunlar arzu ettikleri maksadı temin edemediler. Bunun üzerine başkumandanları olan Trikopis’in yanına götürdüler ve beni görünce son derece hayretle bana bakıyordu ve ‘’Sen Kara Fatma?’’ diye üç defa hayretle ismimi tekrarladı ve biraz sonra hayretler ettiğinin sebebini son sualinden anladım. Meğer bunlar Kara Fatma’yı devasa bir şey tahayyül ediyorlarmış ve ben de bunlara cevaben ‘’Anadolu’daki Kara Fatmalar’ın en kuvvetsizi benim’’ demiştim ve bilahare beni bir yere kapadılar. Evvela başıma dört tane süngülü nöbetçi diktiler, birkaç gün geçtikten sonra bir kişiye indirilmişti ve bu nöbetçinin yanına misafir arkadaşı geldi, mütemadiyen şarap içiyorlardı. Misafir olan arkadaşı kalktı gitti. Bu nöbetçi şarap içmeğe devam ediyordu. Her hâlde çok içmiş olmalı ki sabaha karşı sızdığını gördüm fakat bir türlü inanamıyordum. Bir iki yoklamadan sonra hakikaten sarhoş olduğuna kanaat getirmiştim ve belindeki kasaturasını yavaşça çıkartarak kafasına bütün kuvvetimle kasaturayı indirmiştim ve derhal öldü, hemen kafasını keserek kendi üzerindeki çantanın içine koydum ve çantayı yan tarafıma astım, yola çıktım, bir hayli müşkülattan sonra kaçmağa muvaffak oldum.

Ve on dokuz gün sonra Sürmeli köyündeki ovada bulunan kıtamın başına geçtim. Bu muvaffakiyetimden dolayı üsteğmenliğe terfi ettim.

Kara Fatma’nın başarıları yabancı basının da dikkatini çekmiştir.  23 Nisan 1922 tarihli The New York Times Gazetesi’ne konu olmuştur.

kara fatma lakabıyla tanınan fatma seher hanım bilgileri, The New York Times Gazetesine konu oldu

İstanbul, 22 Nisan- Bir Angora raporu, Milli Mücadele ordusunda bir Türk kadınının, Yunan ordusuna karşı başarılarının karşılığı olarak, teğmen rütbesine terfi ettiğini söylüyor. Bu rütbe, şimdiye kadar Türk ordusunda bir kadının aldığı en üst rütbedir.

Fatma isimli bu kadın, artçı düşman birliklerine saldırıp aralarında subayların da olduğu 25 esirle geri döndüğünde, hemen hemen  hepsi kadınlarından oluşan keşif kolunu komuta eden bir onbaşıydı .

Kadın taburları geçen yıl kuruldu ve savaşta büyük cesaret gösterip düşmana ağır zaiyatlar verdiler.

Taarruz zamanında neredeyse tamamı kadınlardan oluşan birliği ile düşmanın cephe gerisine bir saldırı düzenleyip aralarında bir Yunanlı subay olmak üzere 25 esir ile geri dönmüştür.

fatma seher hanım hangi cephede savaşmıştır, fatma seher hanım milli mücadele döneminde nerede savaşmıştır

Üsteğmenlik Maaşını Kızılay’a Bağışlaması

Kendisine maaş bağlanmasına rağmen o, para ya da herhangi bir menfaat beklentisi için değil, vatanı için savaştığını söyleyip maaşını Kızılay’a bağışlamıştır.

Zaman içerisinde hayatında maddi sıkıntılar baş göstermiştir ve bir süre yardıma muhtaç hâlde Rus Manastırı’nda yaşamak zorunda kalmıştır.

Bu durum 9 Ağustos 1933 tarihli Yedigün Dergisi’nde haber olmuştur.

Bu haber üzerine İstanbul Belediye Başkanı Lütfi Kırdar İstanbul Kasımpaşa’da Kara Fatma’ya bir vakıf evi tahsis etmiştir. Burası Kara Fatma’nın son ikametgâh yeri olmuştur evlâtlığından olan 6 torunu ile burada yaşam sürmüştür.

Yıllar sonra durumunu fark eden iki milletvekili ona maaş bağlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne önerge vermiştir. Resmi Gazete’de de yayınlanan tebliğ ile 1954 yılında Kara Fatma’ya yeniden bir maaş başlanır ama çok hasta ve iyice yaşlanmış olduğundan bu maaştan sadece 1 yıl faydalanabilmiştir.  

Ölümü

Kara Fatma, 21 Haziran 1955’te 11 gün Darülaceze Hastanesi’nde yatmış, kalp yetmezliğinden 2 Temmuz 1955’te burada vefat etmiştir. Cenazesi 3 Temmuz 1955 yılında askeri törenle İstanbul-Kasımpaşa Kulaksız Mezarlığı’na defnedilmiştir. Zaman içinde yapılan yol çalışmalarıyla mezar yeri, tapusunun olmamasından ve gerekli ilginin gösterilmemesinden dolayı, buradan taşınmış ya da üzerine başkası gömülerek kaybolmuştur.

fatma seher hanım hayatı, fatma seher hanım hayatı kısaca, ölümü